Adana Adliyesi önünde avukatları aracılığıyla basın açıklaması yapan Türkiye Ak ve Gençlik Ocakları Genel Başkanı Gazeteci Ferhat Aydoğan, kamuoyunda oluşturulan algı ve devam eden soruşturma süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu…
Adana Adliyesi önünde avukatları aracılığıyla basın açıklaması yapan Türkiye Ak ve Gençlik Ocakları Genel Başkanı Gazeteci Ferhat Aydoğan, kamuoyunda oluşturulan algı ve devam eden soruşturma süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Avukatları tarafından okunan açıklamada, müvekkilleri Ferhat Aydoğan ve Ergin Vançin’in isimlerinin basın yoluyla karalandığı, sistematik bir itibarsızlaştırma kampanyasına maruz bırakıldığı belirtildi. Açıklamada, özellikle Birgün Gazetesi çalışanı İsmail Arı tarafından yapılan haberlerin “maksadını aşarak” dernek faaliyetlerini ve ilgili kişileri hedef aldığı ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Değerli basın mensupları ve kamuoyu, öncelikle bağımsız ve tarafsız yargının bazı basın kuruluşları tarafından yönlendirilmeye çalışıldığını üzülerek görmekteyiz. Müvekkillerim hakkında sosyal medyada yayılan iddialar ve maksatlı haberler neticesinde tutuklama kararı verilmiştir. Ancak bu süreçte, dernek faaliyetlerinin ve üye kimlik kartlarının, sanki bir kamu personeli kimliği gibi lanse edilmesi gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu kimlik kartlarının, resmi belge olmadığı kriminal inceleme raporlarıyla da sabittir.”
Genel Başkan Ferhat Aydoğan’ın avukatları, müvekkillerinin yürütmekte olduğu dernek faaliyetlerinin tamamen yasal çerçevede ve İçişleri Bakanlığı denetiminde olduğunu vurguladı.
Ayrıca, tutuklama sürecinin “algı yönetimi” ve “baskılar” nedeniyle başlatıldığını belirterek, sürecin adil yargılama ilkesine uygun şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Söz konusu kimlik kartına bakıldığında ise bir şekilde bu kartın görseline ulaşan Birgün Gazetesi çalışanı İsmail ARI, bu kartların dernek tanıtım kartı olduğunu bildiği halde bilinçli ve kasıtlı olarak bu dernek kimlik kartlarını bir kamu personeli kimliği olarak kullanılıyor gibi haberlere konu etmiş ve konuyu İçişleri Bakanı ile Bakanlığı ilgilendiren bir meseleymiş sanki bakanlık eliyle verilmiş bir kart gibi lanse etmiş suni bir gündem oluşturmuştur. Oysa ki bu karta ilk bakıldığında dahi bir kamu personeli kimlik kartına benzerlik taşımadığı ve resmi belge vasfına haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen oluşturulan suni gündem ve itibarsızlaştırma operasyonu neticesinde müvekkiller tutuklanmış ve iki ay cezaevinde kalmışlardır.
Bu süreçte Birgün Gazetesi çalışanı İsmail ARI tarafından da defalarca aranarak rahatsız edildim.
Kendisine dosya hakkında bilgi vermemin hukuk ve meslek etiği bakımından uygun olmayacağını belirtmeme rağmen şahsımın ismini de yalancı avukat haberi ile kullanmıştır. Bundan dolayı da üzüntü duyduğumu belirtmek isterim. Sonuç olarak Dernekler Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gereken bir hadise ne yazık ki algı yönetimi ve baskı ile Adli Yargıya intikal etmiş ve müvekkillerim bu süreçte yapılan haberler ile de itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.
Gazetecilik etiği bakımından da yapılan haberleri kabul etmek mümkün değildir.
Avukatlar, yapılan haberlerin Türk Ceza Kanunu’nun 285. maddesi uyarınca “soruşturmanın gizliliğinin ihlali” ve 288. maddesi kapsamında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” niteliğinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Diğer bir konu müvekkilim olan ve aynı zamanda Türkiye Ak Gençlik Ocakları’nın Genel Başkanı Ferhat Aydoğan özellikle vurguladığı konu ise şöyle ;
‘’Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Gereği Yapıldı” başlıklı “Adana İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizce ihbarın değerlendirilmesi üzerine yapılan çalışmalar sonucu; E.V. ve aynı araç içerisinde bulunan F.A.adlı şüpheliler suça konu kartlarla birlikte yakalanmıştır’’ açıklamasında belirttiği durumun tersine, söz konusu kartlarla ilgili yapılan ve yayılan yalan yanlış bilgiler neticesinde bir yanlışlık veya usulsüzlük olup olmadığı hususunda bizzat şahsım tarafından Adana İl Emniyet Müdürlüğünü ve Adana İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğünü kendi şahsi telefonumdan arayarak sosyal medyada yayılan haberler ile ilgili bir olumsuzluk olup olmadığını anlamak ve konuya ilişkin resmi makamlara bilgi vermek istediğimi belirtmem üzerine dernek içi yönetici tanıtım kartlarımızı alarak dernek başkan yardımcımız Ergin VANÇİN ile birlikte Ankara ilinden Adana iline doğru ilgili kurumlara uğramak ve gerekli bilgileri vermek amacıyla yola çıktık.
Bahse konu durumdan, yapılan paylaşım ve yayılan haberlerden bizzat kendim Emniyet Güçlerini aramak suretiyle durumdan haberdar ettim’’ Bu durum, devletimizin ve bakanlığımızın zan altında bırakılmasına neden olacağı için bu durumun önüne geçmek istedik. Bu yüzden Adana Emniyet Müdürlüğü ve Adana Dernekler İl Müdürlüğünü bizzat arayarak durumu izah ettim ve gerekli ifadeyi vermek üzere ben ve dernek başkan yardımcımız söz konusu durumdan ilgili makamları haberdar edip, Ankara’dan Adana’ya özel aracımla gittik.
Şayet bu durum basına ve kamuoyuna yansıtıldığı gibi ortada art niyetli olarak kamu görevlisi kimliği gibi hazırlanan bir evrak olsaydı Ankara’dan Adana’ya giderken kartları zaten yok eder ve ilgili makamları arayarak bu konu hakkında haberdar etmezdim. Bu asılsız haberlerin, haberi yapan şahsın (İsmail Arı) kişisel husumeti ve özel hayatıma dair meseleleri içermesi dikkat çekicidir. Bakıyorum bugün nezaket ziyareti ve dost ziyaretini fotoğraf karelerimi kamuoyu ile paylaştığımda ardından yine hemen İsmail Arı’nın kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yayma girişiminde bulunduğu açıktır.
Söz konusu dernek içi üye ve yönetici kimlik kartlarımızı bizzat kendimiz kolluk görevlilerine teslim ettik.
DERNEĞİMİZİN İSİM BENZERLİĞİ NEDENİ İLE AÇIKLAMAMIZ
Son zamanlarda bazı basın-yayın organlarında derneğimizle ilgili yapılan haberlerde, ismimizin
benzerliğinden kaynaklanan bir karışıklık nedeniyle kamuoyunu yanıltıcı bilgiler paylaşılmaktadır.
29.05.2024 tarihinde kurulmuş olan TÜM AK ve GENÇLİK OCAKLARI EĞİTİM KÜLTÜR
YARDIMLAŞMA ve DAYANIŞMA DERNEĞİ merkezi Ankara olup tamamen yeni ve bağımsız bir
oluşumdur. Ancak, isim benzerliği bulunan eski bir dernekle ilişkilendirilmeye çalışılmakta, bu eski
dernek hakkında geçmişte çıkan olumsuz haberler ve görseller google’de derneğimizle bağlantılıymış gibi lanse edilmektedir.
Açıklamanın sonunda, basın özgürlüğü ile kişi hak ve hürriyetlerinin hassas bir denge içinde korunması gerektiği belirtilerek, basın yayın organlarının anayasal haklar çerçevesinde hareket etmesi çağrısında bulunuldu.
Aydoğan ve avukatları, sürecin takipçisi olacaklarını ve bağımsız Türk yargısına olan güvenlerini dile getirdi.
https://youtu.be/TDTLF-ShIGo?si=ViUFQ6CGWoVt9viF