Yazarlar

KALBİ SARAN ZEHİR: AŞIRI SEVGİ VE HIRSIN İSYANI

Hayat, duygularla örülmüş bir yolculuktur. Sevgiyle başlar, özlemle sürer, zaman zaman öfkeyle karışır ve nihayetinde sabırla şekillenir. Ne var ki, her duygunun kararında olanı güzeldir. Aşırısı ise insanı dengeden, ruhu..

KALBİ SARAN ZEHİR: AŞIRI SEVGİ VE HIRSIN İSYANI
1 0
Read Time:1 Minute, 38 Second

Hayat, duygularla örülmüş bir yolculuktur. Sevgiyle başlar, özlemle sürer, zaman zaman öfkeyle karışır ve nihayetinde sabırla şekillenir. Ne var ki, her duygunun kararında olanı güzeldir. Aşırısı ise insanı dengeden, ruhu istikametten uzaklaştırabilir. Özellikle de aşırı sevgi ve kontrolsüz hırs… Bunlar öyle duygulardır ki, kalbi ele geçirdiklerinde bir zehir gibi işler insana. Ruhun terazisini bozar, aklı felç eder, doğruyla yanlışı ayırt edemez hale getirir.

Nasıl ki mideye fazla dolan alkol bedeni saçmalatır; ağızdan anlaşılmaz sözler çıkar, adımlar tökezler, denge bozulur… Aynı şekilde, kalbe dolan aşırı sevgi ya da körleştiren bir hırs da insanı manen sarhoş eder. Artık ne hak bilinir, ne hakikat görülür. Aklın süzgeci devre dışı kalır, nefsin oyunları sahneye çıkar.

Bu durumu en açık şekilde Kur’an-ı Kerim’de İsrailoğulları’nın yaşadığı ibret verici olayda görmekteyiz. Allah’ın sayısız mucizesine şahit olmalarına rağmen, kalplerine yerleşen buzağı sevgisi onları isyana sürükledi. Yalnızca maddi bir nesneye değil, aslında dünyevi arzularına, şekilci saplantılarına tapar hale geldiler. İlahi çağrıya kulaklarını tıkadılar, vahyi yok saydılar.

Sadece sevgi değil elbette… Hırs da kalbi bozan, kişiyi ilahi hakikatten koparan bir başka zehir. Makam, mevki, servet gibi dünya imtihanlarına karşı geliştirilemeyen direnç, kalbin istikametini bozar. Yüce Allah’ın Tur Dağı’nda İsrailoğulları’ndan aldığı söz neydi? “Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun.” Onların cevabı ise: “İşittik ve isyan ettik.” İşte tam da burada kalpleri buzağı sevgisiyle mühürlendi.

Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “İnkarları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu…” Bu ayet bize bir şeyi net biçimde öğretir: Gerçek iman, teslimiyetle mümkündür. İsyan ise sadece inkârın değil, aynı zamanda kalbi karartan tutkuların da eseridir.

Değerli okuyucular, çağımızın en büyük sınavlarından biri de budur: Kalbimizi neyle doldurduğumuz… Aşırı sevgiler, bağımlılık halini alan arzular, tüketemediğimiz hırslar… Bunların her biri maneviyatımızı kemiren gizli birer zehir olabilir. Oysa selamet, kalbi Allah’a yöneltmekte, ölçülü sevgide, nefsin dizginlenmesindedir.

Unutmayalım ki kalbi korumak, sadece bireysel değil, toplumsal bir selametin de anahtarıdır. İsrailoğulları’nın yaşadığı manevi felaket, bir ibret levhası olarak önümüzde duruyor. Aynı hataya düşmemek için duygularımıza rehber olan vahyin ışığında yürümeli, kalbimizi arındırmalıyız.

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL