Osmanlı’ya savaşlarda kullanılmak üzerine ahşap gemiler üreten Bartın’ınKurucaşile ilçesinde, babada oğula geçen ahşap tekne yapımı geleneği devam ediyor. İyon, Lidya, Pers, Amastris, Pontus, Roma ve Doğu Roma dönemlerinin ardından 1460..
Osmanlı’ya savaşlarda kullanılmak üzerine ahşap gemiler üreten Bartın’ınKurucaşile ilçesinde, babada oğula geçen ahşap tekne yapımı geleneği devam ediyor. İyon, Lidya, Pers, Amastris, Pontus, Roma ve Doğu Roma dönemlerinin ardından 1460 yılında Osmanlı egemenliğine girmesiyle devletin donanma ihtiyacının karşılandığı Kurucaşile’de, gemi yapımı yüzyıllardır babadan oğula miras kalarak devam ediyor. Kurucaşile ve Tekkeönü ile Kapısuyu limanlarında derme çatma barakalarda devam ettirilen ahşap tekne ve yat yapımcılığında 20 atölye ve tersane bulunuyor. Barakaların üzerlerine naylon ve saç ile örten ahşap tekne ve yat ustaları mesleği her türlü zorluğa rağmen sürdürmeye çalışıyor.
Tekkeönü limanına 1902 yılında dedesinin babası Mustafa Gür tarafından kurulan ahşap tekne imalat atölyesini 1960 yılında oğlu Halil Gür devraldı. Gür, 2000 yılında emekli olduktan sonra torunu öğretmenlik mesleğini bırakan Dursun Gür’e (57) devretti. 4’üncü kuşak olarak ahşap tekne ve yat yapan Gür, Tugay ve Altay ismindeki çocuklarıyla birlikte ahşap tekne, yat yapımını sürdürüyor. Saç barakada devam eden ahşap tekne yapımcılığında Amerika, İsrail ve Uzak doğu ülkelerine 30-40 metre büyüklüğünde yat yapmaya devam ediyor.
Geçmişte, ilçede yaz aylarında çocuklar okula gitmediği zamanlarda, ahşap tekne ustalarının yanına gelerek mesleği öğrenmeye çalışıyorlardı. Gelişen teknoloji ile birlikte bu durumun ortaya kaybolduğu belirtildi. 20 tersanede bulunan tekne ustaları teknelerin yapım aşamasında hiçbir şekilde plan ve proje çizmeden büyüklerinden gördüklerini görerek, tekne yapıyor.
Öğretmenlik mesleğini bıraktıktan sonra dedesinin babasından kalan ata mesleğini sürdürdüğünü belirten Ahşap tekne ve yat yapım ustası Dursun Gür, “Büyük dedemin mesleğini sürdürüyorum. Şimdi 5’inci kuşak olarak 2 oğlumla birlikte burada çalışıyoruz. Aslında ben ilkokul öğretmeniydim. Sonra öğretmenliği bıraktım bu işe sahip çıktım. Ayrıca küçük oğlumla birlikte gemi inşaa üniversitesini bitirdik. Şu anda burada bir Amerikalı’nın 30 metre uzunluğundaki teknesini yapıyoruz. Atölyemizde daha değişik yelkenli gibi tekneler de yapıyoruz. 6-7 teknemizin imalatını sürüyoruz. Bundan önce İsrail, Yunanistan, Hollanda ve Almanya’ya tekneler yapıp gönderdik” dedi.
Son yıllarda usta ve çırak bulamadıklarını söyleyen Gür, “Usta ve çırak bulma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Çünkü biraz akıllı ve kabiliyetli olanlar okuyarak, başka mesleklere yöneliyor. Ama bizim çocukluğumuzda ilkokuldan çıkan çocuklar buraya ‘kayık yanına’ uğrardı ve buralarda yetişirdi. Artık üniversite okuyanlarda ilçede kalmıyor, il dışına gidiyor. Eğer biz gemi yapımına devam etmezsek, bu meslek bitebilir” ifadelerini kullandı.
Mesleğini büyük zorluklar içinde sürdürdüklerini belirten Gür, “Burada yaptığımız bitirdiğimiz tekneleri denize indirmek bizim için oldukça zahmetli, örneğin 12 metrelik bir tekneyi kamyona yükleyebiliyoruz. Ama biraz daha büyük tekneleri denize indirecek bir teknolojiye ulaşamıyoruz. Bu konuda büyük sıkıntı yaşıyoruz” diyerek konuştu.
Kaynak: DHA
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)